ulan hayat şu sıralar alışılagelmedik bi biçimde iyi gidiyor. Artık orta sahada top kontrolümüz mü başarılı, kanatları mı daha efektif kullanıyoruz bilmiyorum; ama üstün oynuyoruz. Geçen bi gece düşündüm acaba neyi bilinçsiz bi şekilde iyi yapıyoruz da böyle oluyo diye, bulamadım. Sonra gittim kardanadam’a sordum, o da bilemedi. Hayırlısı bakalım...
bir şeylere anlam yüklemek, yüklenmek bazı bazı çok fena bir hal alıyor.. mesela yayın politikasının mağduru olduğumuz aztv’nin sağ alt köşesinde yer alan iç içe geçmiş iki dikdörtgen bana neler neler ifade ediyor, kimseler bilemez.. türlü düşüncülere gark oluyor, türlü hissiyata meylediyorum adeta.. ama kimsecikler bilmiyor işte.. sen de bilemezsin ey okuyucu.. çok sevdiğim bir arkadaşım var.. “o bilir!! bilmesi de gerekir..” dedim.. sordum o da bilemedi.. zaten genel olarak bilemiyor kendisi.. ben de üzülüyorum.. bir bilebilse tadından yenmeyecek hayat.. öpüyorum onu ben.. dikdörtgenleri de seviyorum doğrusu.. arz ederim..
“öpüyorum” demişken sevgili winstonsmith’i de sevgiyle selamlarım, öperim..