20 Kasım 2008 Perşembe

Çıkış

İşte tam bu noktada olayların üstüne gitmekten başka çaresi kalmamıştı. Yeni alışkanlar ediniyordu ve eskisi kadar kolay değildi siktir çekip yoluna koyulmak. Sonun yaklaştığının iyiden iyiye farkına varmaya başlamıştı. Durulmak istemiyorum lan diye bağırdı vapurun ortasında. Hayır bağırmamıştı. Sesli mi söyledim acaba bunu. Bana bakıyor olmaları lazım o zaman. Bakan yok, demek ki söylememişim. Simit ve çay. Yüzüne vuran güneş ve Posta okumanın verdiği dayanılmaz ve garip çiğlik. Ne kadar uğraşsa da hayal ettiği adam olamayacağı düşüncesi kafasını tırmalıyor, her nasılsa bu düşüncelerden kaçışı hep sabaha karşı aklına gelen orjinal fikirlerle oluyordu. İskeleye yanaştı vapur. O, vapurun tahtası iskeleye yanaşmadan önden atlayan adamlardan değildi. Çünkü boğulabilirdi. Kafayı betona falan vurabilirdi maazallah.

En son indi vapurdan. Hep gittiği yoldan yürüdü. İki trafik lambası, parkı geç, sola dön. Köprüyü geç. Sağa dön. Asansöre bin, yedinci kat. Odaya girdiğinde onu karşısında bulmuş ve yine öylece apışıp kalmıştı. Adam karşısındaydı. Abi nerde kaldın yeea biz de Nazlı'yla seni çekiştiriyorduk dedi. Fakat Nazlı falan yoktu piyasada. Ne Nazlı'sı lan diye düşünürken Nazlı arkasından şişirdiği Migroş torbasını patlatıp "Böh!" diyerek çıktı. Adam ve Nazlı gülüyordu. Güler gibi yaptı. Naber dedi Nazlı. İyiyim derken elini cebine attı. Rahatsız bir durumda olduğu her halinden belliydi. İçinde kız bulunduran sosyal ortamlara alışamadığı aşikardı. Aaa meraba diye cevap verip elini Nazlı'nın sırtına koyup iki yanağına birer öpücük koyma hareketini yapamazdı mesela. Rahatsızdı işte. Videoya alınmış olsa "Abi tipe bak, besbelli rahatsız olduğu. Hahaha bak lan el de cepte" derdi izleyen ortalama insanlar. Kendi evinde yabancıydı. Adamdan da tiksiniyordu. Nazlı taş gibiydi yalnız. Odasına gitti. Pazar saat sekiz. Yarın işe gidecek. Mşn'e falan gircek işte.

1 yorum:

schwannoma dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Yorum Gönder