9 Ocak 2009 Cuma

deneme…se…aa…

efenim şimdi geçenlerde bişi okuyorum, ‘deneme de yanılma da’ yöntemi diye bir şey ilişti gözüme. O ne lan? Beckett mezarında ters döndü sizin yüzünüzden. Tamam deneysellikte sorunlar yaşıyor olabiliriz ama… Neyse ya banane, kızmıcam. Sonra da aklıma filmin birinden bir sahne geldi. Şöyle: karısı adamı terk edecek, adam da yuvam dağılmasın, kuzucuklarım anasız kalmasın diye elini yakıyor (biraz da artist sanırsam şova vuruyo işi pezevenk). Neyse sonra yine de ayrılınıyor bu adam. Sonraki diyalog da şöyle:

-Oha, eline noldu?
-Kısa hikayesini mi yoksa uzun versiyonunu mu istersin?
-Uzun olanı.
-Hayatımı kurtarmaya çalıştım ama işe yaramadı.
-Vay, kısa versiyonu nasıl peki?
-Yaktım.

Deniyor lan adam işte, olmayacağını bile bile deniyor belki de. Üzüldüm lan adama yine, ben bi sigara yakayım en iyisi.

1 yorum:

merocici dedi ki...

“Saha top oynanmayacaksa ne diye var?” dedi çocuk, bilgiç bir tavırla. Gece bekçisi, elinde top kapısında bekleyen çocuğu kırmamaya karar verdi. Gerçi gecenin bu vakti top oynamak garip bir istekti ve şimdiye kadar çok az kişiye gece gece oranın kapısını açmıştı ama çocuk ihtiyarı bakışlarıyla ikna edebileceğine inanmıştı.Sonra ne olduysa oldu,bekçiyi ikna etmenin elini yakmak gibi sonuçsuz kalacağını, uzun ve kısa hikayelerin hep aynı kapıya çıkacağını fark etti çocuk. Topunu alıp gitmek, olmayacağını bile bile denemekten çok daha iyi bazen anlaması zaman aldı...Benden de bi sigara..

Yorum Gönder