28 Mart 2009 Cumartesi

bu dönem düzenli çalışacağım

[Yayımcının notu : Az sonra okuyacağınız eserdeki kişiler ne yazık ki gerçektir. Eserdeki kimi yerlerin diyalogun bütünlüğüne bir zarar getirmeden, okuyuş kolaylığı sağlamak amacıyla kesildigini belirtmek isteriz. Saygılarımızla.]

Merhaba,Sizi bu hafta düşkırıklığına uğratacağım: bu haftayı ödevsiz geçireceksiniz. Böylece çarşamba gecenin küçük saatlerinde yatmanız, ertesi gün 12:57'ye doğru çıktı almanız gerekmeyecek. Konserlere gitmemeniz için de bir bahane kalmıyor artık.
b.s

Bu çok iyi bir haber hocam. Ben de, sizden ödev haberi gelmeyince tembelliğin tadını çıkartıp, Paul Lafargue'in "Le Droit à la Paresse/The Rigt to be lazy" adlı eserini okumaya başlamıştım. Konsere de mutlaka geliyorum bu hafta.
b.e

[bundan bir sonraki e-postada b.e. yalakalıkla karışık olarak konserden öğrendiklerini her zamanki iyikafa uslubuyla anlatıyor. Fakat mesaj biraz uzun olduğundan bu e-postayı yayımlamamayı uygun gördük. y.n.]

Merhaba,Hıncal da B. gibi düşünüyor.
Bu haftaki Pazar keyfi olarak aşağıdakileri sunuyorum:[y.n. burada b.s. ders kitabından bu haftaki ödevi söylüyor ve şöyle devam ediyor:]. Bu problemlere artık ödev (HW: homework) demiyoruz, (THE: take-home exam) evde çözdüğünüz sınav adını veriyoruz. Kolay gelsin,
b.s.

Merhaba Hocam,
Ödevlerin "Take Home" muamelesi görmesiyle, "Midterm" uygulamasından vazgeçeceğimiz sonucunu çıkartabilir miyiz acaba? Bu şekilde çok daha stressiz bir Nisan-Mayıs dönemi geçirip, kendimizi tümüyle ödevlerimize verebiliriz aslında.
Bu arada, bir gün gelip de Hıncal'la aynı fikirde olabileceğimi düşünemezdim :-) . Olsun ama, gerçekler söz konusu olduğunda kaynağın önemi yoktur. Cogitationis poenam nemo patitur.
b.e.

Merhaba,Eğer yağmur damlasına "dur, düşme", ağlayan bebeğe "dur, ağlama", terk edip giden sevgiliye "ne olur, dur gitme" diyebilseydik ve durdurabilseydik onları, vizeler için de "dur, yapmayalım" derdik. [y.n. burada b.s. bi derse ortalama kaç saat çalışılması gerektiğini hesaplıyor ve şu sonuca varıyor:] Yani aşağı yukarı bir memur kadar çalışmak yetiyor.
B.: Cogitationis poenam nemo patitur demişsin Yani hiç kimse sadece düşündüğü için o suçtan ceza çekmez (No one is punished for merely thinking of a crime). Bunu nasıl uygulayabiliriz? Salt kopya çekmeyi düşündüğünüz için, ama çekmememişseniz bile, ceza mı bekliyordunuz?
b.s.

Merhaba Hocam,
Gerçekten ne diyecegimi bilemiyorum. Bütün argümanlarımı birer birer çürüttünüz. Ben en iyisi 180 saati tamamlamak için çalışmaya devam edeyim. Ama elbette bugün degil, çünkü az önce amca oldum, bir yeğenim dünyaya geldi, biraz onlarla ilgilenip kalan zamanimda da zarif bir Wiener çözümü elde etmeye calisacagim.
"Stultum est timere quod vitare non potes" - It is foolish to fear that which you cannot avoid.
b.e.

Bir argüman daha:
Bir vinil plaktan ya da otobüste MP3 kulaklığı ile Mozart'ın Sihirli Flütünü dinlemek var, bir de Kurt Furtwangler yönetiminde Viyana opera ve orkestrasından canlı dinlemek var onu, ya da Mahler'in 9. senfonisini Gürer Aykal'ın 7 metre arkasında dinlemek var. Ev ödevi ile sınıftaki vize arasındaki tat farkı böyle bir şey olsa gerek.
b.s.

[ulan bi haftadır mailime bakamıyorum yine abuk subuk bi mesaj gelecek diye. Ayrıca bu insanlar ne içiyosa bana da aynısından y.n.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder