30 Ekim 2008 Perşembe

Denizler Altında Yirmi Bin Küsur Fersah

Sokağa yeni çıkmışlardı. Zeki'nin elinde fener, Bülent'in sırtında çuval vardı. Zeki'nin kısa kollarının ucundaki küçük ellerinde tuttuğu fener, bakkalın tezgahını zar zor aydınlatıyordu. Elektrikler kesilmişti. Bülent "Şişeleri getirdik abi tam 13 tane" diye atıldı. "İyi" dedi bakkal bir çekirdeği daha çitlerken. "Kaç para veriyon depozito?". 1 küsur dedi bakkal Hasan. Küsur kelimesi bir anda tüm karanlığın içinden geçip Zeki ve Bülent'in beynine bir kurşun gibi saplandı. Küsur neydi lan sahiden. Heisenberg mezarında takla atıyordu. Bakkal Hasan ölüm vuruşu yapmıştı. "1 milyon beş yüz" dedi. Bu cevap iyice kaybolmalarına yol açtı. 1 milyon beş yüz, 13'e bölünmüyordu. Bu sefer Bülent'ten önce Zeki atıldı. "Tamamdır abi eyvallah".

Yine paraları bitmişti. Bülent hep bira içtikleri iskelede dibe dalmış, 13 tane bira şişesi çıkarmıştı. Zeki'nin elindeki çuvala doldururken "İyi lan 2 ekmek çıkar heralde burdan" diyordu. Fakat Bakkal Hasan tüm hesapları alt üst etmişti. Aslında yüzünün yarısını aydınlatan mum ışığında çekirdek çitlemesi, orjinal bir adam olduğunun ipuçlarını dükkana girerken vermişti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder