
Ben de isterdim arkamda güvenebileceğim biri varken kana kana su içmek. ama olmadı hiç... şu an bunları düşünüp yatıyorum umutla. bir gün çeşmede domalan adam değil de afişte ilerileri gösteren adam olmak istiyorum artık.

dostlar, romalılar, yurttaşlar, dinleyin!
ders çalışmamak adına bulduğum tüm uğraşlar tükendiğinden size sesleneyim istedim. seslenecek de bir şey gelmiyor aklıma şu an; ama yazmasam da gidip mehmet ali ile elli sarışını izleyeceğim.
** Bu ne ki şimdi zaman kayması mı? **
Oturanlar (Soldan sağa): Ceketin içine kazak giyen adam, çakma Rıdvan, iki çocuk babası adam, Melih.
Ayaktaki: İnce bıyıklı adam.
Mekan: Tavukçu.
Az önce Alaşehir'in eski adının Philadelphia olduğunu öğrendim. Bildiğin Kenan Evren'in memleketi lan. Bambaşka kafalardayım şu anda.
* Niğbolu da Bulgaristan'da Nikopol diye bi yermiş.
ikisi de durumdan muzdaripti. ikisi de farklı olmanın nasıl hissettirdiğini biliyordu. ama kısa olanı ilen hep daha çok daşşak geçilmişti afedersiniz. çünkü çük kadardı yaav.
Sayın iyikafa ekibi,
Blogunuza dahil olmak istedim fakat Türkçem biraz kısıtlı. İlişikte "Dönüşüm" adlı eserimin ilk paragrafını bulabilirsiniz. Google Translate kullanıyorum şimdilik kusura bakmayın :ppp.
Saygılarımla,
Franz Kafka
Hamiş: Max Brod sen de yalanmışsın, allah cezanı verecek.
"A.Ş. Gregor SAMSA bir sabah kendini onun yatağında dev bir böceğe dönüşmüş buldu rahatsız rüyalar kimden awoke. Kendisi hakkında yalan olduğunu kendi sabit gibi zırhlı, geri vardı o kafasını bir o da kubbe görüyorduk az kahverengi göbek yatağı yorganı zor pozisyonda ve saklayabilirsiniz üst olan üzerinde sert kemerli parça ayrılmıştır gibi kalkacak hakkında tamamen kapalı slayt oldu. Hangi pitifully ince onun toplu geri kalanına karşılaştırıldı Onun çok bacaklar, helplessly gözlerini önce sallayan."
Böyle oturuyoz yine ikinci günü mü ne tanışmamızın sevişme hazırlıkları "facebookuma bakıcam" dedi. sonra gizli gizli takip ettim meğer emoturkey forumlarında genç emocu Murat'ın yeni koyduğu cep telefonu fotolarına bakıyomuş. gizli bir emocuymuş. acısından ağladı ben de ağladım. cep telefonunu sol caprazıma kendine göre kafasının üst tarafına gelicek şekilde yamuk tutarak makyajlı bir resmimizi çekti facebook grubuna koyucakmış. "sen türkiye gibi bi yerde emocuların neler yaşadığını bilemezsin" dedi ve gitti. varlığını es geçtiğimiz insanları ve dahi garip formları hayat denen tiyatro sahnesinde birer birer kaybediyorduk. tiksindim lan hayattan ve ileriye dönük sevdiklerimden...
Hacı hikayelerini yeni bitirmiş, kıza ken ay sliip vit yu diyerek zinanın yatakta yapılan halini üstü kapalı olarak teklif etmişken masadan kalkıp üçlü koltuğa seriliyorum. Kafamız güzel, gülmekten yarılıyoruz derken flaş tv'de bu arkadaş çıkıyor. Buruk bir sevinç yaşıyorum, kafamın asla gerçek kesit kafasına gelemeyeceğini anlayarak. Bi karpuz peynir yesek her şey çok güzel olcak.
Gece yine uyuyamıştı. Marketten çıktı elinde bira, altılı. İnceden içmeye başladı, hesapta kahvaltı. Sokaklar insan dolu, onun kafasında Sivas-Beşiktaş maçı. Vapura bindi, kafası çoktan olmuş tello. Varış yeri boş bi ada, iyi topçuydu lan aslında inamoto. Birden sekiz yaşında buldu kendini. Odada yankılanan amcasının sırtını çiğnerken gelen katır kutur sesleri. Aynı karmaşıklıkta dünya hala. Geçen senelere rağmen bi sik anlamamış, takılıyor kendi dünyasında. Fotoşokla sakal bıyık ekliyor yazıcıdan tarattığı vesikalık fotoğrafına. Şarkıya türküye lanet olsun, anlayamadın ya.
